Corona Pandemisi sonlanması için bütün ümitler, en kısa sürede geliştirilecek etkin aşıya bağlanmış durumda. Hemen her gün haber kaynaklarından farklı bir aşıyla ilgili haberler geliyor. Bizlerde nefesimizi tutup bir aksiyon filmini seyrediyormuşçasına haberleri izliyoruz.
Fakat burada aşının bulunmasıyla herşeyin düzeleceğini bekleyen bizler için unuttuğumuz bir şey var. İnsanların aşılanması. Etrafımda konuştuğum birçok insan aşı olacak mısın sorusuna negatif cevap veriyor. NY Times’da çıkan bir haberde bu durumu ele almış.
Ian Hoffman imzalı haberde bir çok ankete göre, çoğu insan bu aşıyı olmayacağını söylüyor. Aşılanmayı destekleyenlerde bile bu çekimserliği görmek mümkün.
Ülkemizde de yakın zamanda aşı karşıtı bir akımın geliştiğini hatırlıyoruz. ABD’de de özellikle hükümete olan güvensizlikle bu kaygının arttığını anlıyoruz.
Jackie Schlegel, Texas’lı aşı ayrıcalıkları hakkı için çalışan bir organizasyonu temsilen, nisan’dan beri üyeliklerinin ciddi arttığını ve insanların her aşıyı oldum bu aşıyı olmayacağım diyerek üye olduklarını söylüyor.
Yakın zamanda the Johns Hopkins Center for Health Security and the Texas State University anthropology departmanlarının yazdığı çok dikkat çekmeyen bir rapora göre, ABD’de
Yapılacak bir Covid-19 aşı kampanyası, toplumdaki aşılara ve halk sağlığı otoritelerine olan zayıf inanç yüzünden başarısızlıkla sonuçlanabilir. Araştırmacılar aşı geliştirmeye milyarlar harcanırken, aşı tereddütü ile ilgili sosyal bir araştırmaya hiçbir kaynak ayrılmamasını yanlış buluyorlar.
Mayısta yapılan bir ankete göre Amerikalıların sadece yarısı coronavirüs aşısını olacaklarını söylüyorlar. Newsweek dergisinde yayınlanan bir başka ankette) ise, büyük bir çoğunluk coronavirüs ün topluma zararlı bir aşıyı uygulamak için kullanıldığı görüşünde.
Ülkemizde durumun nasıl olduğu ile ilgili bir araştırma yok. Ancak Amerikalılara göre idarecilerini daha fazla dinleyen, daha fazla güvenen bir toplum olduğumuz kanaatindeyim. O yüzden benzer sorunların ülkemizde daha kısıtlı kalacağını düşünüyorum. Yine de idarecilerin, Sağlık Bakanlığı’nın veya doktorların konuya inanıp sahiplenmeleri çok önemli olacaktır.