COVİD Aşısı Sonrası Kalp Sıkıntısı

Ülkemizde de kullanılan MRNA bazlı BioNTech aşısı sonrası, dünyada miyokardit ve perikardit denilen kalp iltihabı vakaları artan sıklıkta bildirilmektedir. Bu nadir ortaya çıkan ve özellikle genç erkeklerde görülen sorunla ilgili olarak ABD bu konulardaki önemli otoritesi olan CDC(Centers for Disease Control and Prevention) bir rapor yayınladı.

Kurumun yayınladığı rapora göre ABD’de bugüne kadar 177 milyon kişiye aşı yapıldı. Bu kişiler arasında 1000’den fazla kişide kalp iltihabı denebilecek miyokardit ve perikardit vakası bildirildi. Sorunların büyük kısmı erkek, 16 yaş ve üzerinde ortalama 24 yaşta genç erişkinlerde, ve çoğunlukla 2. dozdan sonraki ilk birkaç gün içinde görüldü. Göğüste ağrı, nefes darlığı ve çarpıntı şikayeti ile ortaya çıkan durum, klasik tedaviler ve istirahat ile çabuk düzeliyor. Kalp iltihabı gelişen kişiler düzeldikten sonra günlük aktivitelerine dönmelerinde bir sakınca görülmediği de raporda ifade ediliyor. Kurum COVİD hastalığının bilinen riskleri karşısında çok nadir rastlanan bu duruma rağmen 12 yaş üzerinde herkesin aşılanmasını tavsiye etmeye devam ediyor.

CDC kurumunun Avrupa eşdeğeri olan, EMA (European Medicines Agency) Mayıs ayında yaptığı toplantıda, bu olayların eldeki verilerle aşı ile alakalı olduğunun söylenemeyeceği sonucuna vardı. Ancak, Haziran ayında yapılacak toplantıya ilgili Pfizer/BioNTech ve Moderna firmalarından ilave veriler istedi.

11 Haziran gününe kadar Avrupa’da her iki aşıdan toplam, 410 miyokardit, 369 perikardit vakası bildirildi. BioNTech aşısı sonrası kalp iltihabına bağlı olarak 6’sı Avrupa’da olmak üzere toplam 11 ölüm bildirildi. Moderna ile bu sayı 1’de kaldı. İngiltere’de ise Haziran başına kadar bildirilen 1’i ölen toplam 60 civarı vaka bildirildi. Toplamda 5 milyondan fazla aşılama yapılan İsrail’de ise çoğunluğu 30 yaş altı erkek 62 kişide kalp iltihabı görüldü.  Yayınlanmamış İsrail Sağlık Bakanlığı’nın raporuna göre kalp iltihabının %90’ı 2. dozdan sonra gelişirken, önceden sağlıklı 22 yaşında bir kadın ve 35 yaşında bir erkek kalp iltihabı geçirdikten sonra öldüler. Rapora göre her aşı olan 100.000 kişide 1, veya 30 yaş altı aşı olan 20.000 kişide 1 görülen bu olayların hepsinin kalp iltihabı olup olmadığı ve pandemi dışı, aşılama öncesi görülen vakalardan fazla olup olmadığı henüz bilinmemektedir.

İsrail konuyu derinliğine araştırmak için Hadassah Universitesi Tıp Merkezi Dahiliye bölüm şefi Dr. Dror Mevorach başkanlığında bir panel oluşturmuş. Dr. Mevorach Science dergisine verdiği röportajda bugüne kadar 110 vaka saptadıklarını söylüyor.  Bunun yaklaşık 50.000 aşı olanda 1 kişiye tekabül ettiğini ve bunun da, genel nüfusta viral enfeksiyonlar sonrası gelişebilen kalp iltihabı sayıları yanında kaygı verici olmadığını da ekliyor. Dr. Mevorach’a göre, vakaların %90’ı genç erkek olan İsrail’de, gençlerde aşı sonrası gelişen sayı normal zamanlarda rastlanan kalp iltihabı sayılarına göre çok daha fazla. Bu yüzden kendisi aşı ile genç erkeklerde gelişen kalp iltihabı arasında bir ilişki olduğu kanaatinde.

Sorun gelişenlerle ilgili çok yeni bir araştırmada 7 tane aşı sonrası miyokardit teşhisi ile hastaneye yatan, 19-39 yaş arası erkek incelenmiş. Hepsi aşıdan 3 ile 7 gün sonra göğüs ağrısı ve kan testi bozukluğu ile hastaneye yatırılmışlar. Hastanede basit ağrı kesici-anti inflamatuar ilaç ve miyokardit sonrası verilen beta bloker grubu ilaç verilmiş. Tüm hastalar 2 ile 4 gün içinde iyileşip taburcu edilmişler.

Dr. Genco Yücel Ne Diyor?

Burada mRNA bazlı COVİD aşısı sonrası gelişen kalp iltihabı hakkında yetkili kurum veya uzman kişilerin görüş ve raporlarından rakam ve çeşitli görüşleri paylaştım. Raporların birleştiği nokta bunun genel aşılanan nüfusta nadir olduğudur. ABD’de 100.000’de 1’den, bugüne kadar en yüksek raporlanan İsrail’de 50.000’de 1‘e kadar rakamlar bildirilmektedir. 30 yaş altı genç erkeklerde ise bu rakamlar İsrail örneğindeki gibi 20.000’de 1’e kadar çıkmaktadır. Yine ABD’de bir internet bazlı izleme sistemine göre ise 16-39 yaş arası tüm genç nüfusta oran milyonda 16’ya kadar düşmektedir.

Bence de, bildirilen vakaların büyük çoğunluğunun, İsrail’de %90, ABD’de ise %50 genç nüfusta olması bu aşı ile gençlerde yaşanan arasında bir ilişki olduğunu düşündürüyor. Konunun sadece mRNA aşıları sonrası görülmesi de, bu görüşümü destekliyor. Genç erkeklerde gelişen kalp iltihabı, DNA bazlı Oxford ve Johnson&Johnson aşılarında nadir yaşanan pıhtı problemi gibi aşı teknolojisine özel bir sorun gibi görünüyor.Pıhtı konusu gibi, bu konuda da daha detaylı ve dikkatli analizlerle yakın zamanda netleşeceğimizi düşünüyorum

Aşı olmadan önce bana bu konuyu soran hastalarımın bütün bu rakamlar özelinde bir risk analizi yapmaları gerekmektedir. Özellikle, 30 yaş altı erkeklerde aşı ile kalp iltihabı arasında bir ilişki olsa dahi, bunun çoğunlukla hafif sonlandığı, sadece basit ağrı kesici-anti inflamatuar ilaçlarla geçtiği unutulmamalıdır. Bugüne kadar yaklaşık 15 defa görülen ölümcül sorunların da, milyonda 1’den nadir geliştiği akıldan çıkarılmamalıdır. COVİD enfeksiyonu ise, sorunsuz geçirilse dahi, uzun vadede genç insanlarda akciğer, beyin problemleri yaratabilmektedir.

Önerim 18-30 yaş arası erkek dışında kalan nüfusun korkmadan aşısını olmasıdır. Burada bu grupta her aşıda olabilecek oranda bir yan etkiden bahsediyoruz. Genç erkeklerde ise COVİD geçirmenin risklerinin, aşıdan ortaya çıkabilecek 20-100.000’de 1 görülüp %80-90 basit ilaçlarla geçen bir riskten çok daha fazla olduğu kanaatindeyim. O yüzden bu gruptaki kişilerin de aşılarını olmalarını öneririm.

Hep yazdığım gibi kendimiz, sevdiklerimiz, toplumumuz için olduğumuz aşılardan vaz geçmeyelim. Aşı olalım, çünkü aşı olmadan bu savaşı kazanmamız imkansızdır.