Kızamık hastalığından ölüm oranları son 23 senenin en yüksek rakamına çıktı. Bu, aşıyla önlenebilen bir hastalık için son derece kötü bir durum ve halk sağlığı uzmanlarına göre coronavirüs pandemisi aşılama programlarını bozmaya devam ederse bu rakamlar daha da kötü olabilir.
2019 ylında kızamıktan global ölüm 207.500 sadece üç yıl öncesinin %50 üzerindedir. Uzmanlara göre artışın en önemli sebebi, yıllar içinde artan yetersiz aşılama. Pandemiyle beraber bu aşılama çabaları daha da bozulursa, COVID-19’dan daha kolay bulaşan ve tehlikeli bir hastalık olan kızamık salgınlarıyla da karşılaşabiliriz.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre global olarak 94 milyon insanın kızamık aşısını kaçırma riski var. Bu sene başından beri kızamık hasta rakamları düşük seyrediyor olsa da, bu pandemi sebebiyle gerekli taramaların yapılamaması ile de ilgili olabilir. Yine, sene başından beri 26 ülke pandemi nedeniyle kızamık aşılama programlarını askıya aldığı için, en az yarısında salgın oluştuğu bildirildi.
Dünyada artan, aşıların güvenliği ve etkisine şüpheyle yaklaşım, yıllar içinde aşılamayı azalttı. Otoriteler başarılı programı olan ülkelerde de, artışın arkasında bunun olduğunu düşünüyorlar.
Ülkemizde de 2019 itibarıyla kızamık vakalarında 2018’e göre 3 kattan fazla artış raporlandı. 2016’da 9 olan kızamık vakaları 2019’da 2391’e çıkmış. Bu ciddi artışın arkasında ülkemizde de anti propaganda olduğu düşünülüyor.
Dr. Genco Yücel ne diyor?
Bildiğimiz gibi kızamık aşısı birincisi bebekler 1 yaşına bastıklarında , ikincisi ise 4-6 yaş arası olmak üzere iki seansta yapılıyor. Salgını önlemek için nüfusun %95’i aşılanmalıyken, ilk aşı için dünyada oran %85, ikinci için ise %71 civarında seyrediyor. Enfeksiyon hastalıkları teşhisi, testi ve raporlanması konusunda çalışan uzmanlar dikkatlerini COVID-19’a çevirdikçe her yeni doğan bebekle beraber bu oranların daha da düşmesi tehlikesi mevcuttur.
Ülkemizde de Corona pandemisi öncesi yoğun bir aşı karşıtı propaganda mevcut idi. Komplo teorileri ile kişilerin, ebeveynlerin aşı korkuları ciddi anlamda körükleniyordu. COVID pandemisinin belki de en önemli faydası o propagandalar şimdilik ciddi anlamda azalmış durumdadır.
Ülkemiz henüz kötü durumda değil. Ancak rakamlarda artış olduğu maalesef görülüyor. DSÖ yayınladığı makaleler ile toplumda oluşan yanlış algı ve propagandaların önüne geçmeye çalışıyor. Yaklaşık 50 yıldır başarılı bir aşısı var iken, çocukların kızamık gibi bir hastalıktan ölmeleri bir sağlık çalışanı ve bir ebeveyn olarak kabul edeceğim bir şey değildir. Fikri olan, kafası çalışan hiçbir bireyin de kabul etmemesi gereken bir durumdur.