Coronavirüs enfeksiyonunun arttığı günümüzde, art arda araştırmaların söylediği COVID-19 hastalığından ölüm riskinin düşmekte olduğudur.
New York şehrinde farklı üç hastaneden gelen verilere göre COVID teşhisi ile hastaneye yatan 5121 hastada Mart 2020’de %25 civarında olan ölüm oranı, Ağustos 2020’de %7.6 ‘ya inmiştir. Azalan bu ölüm oranlarının düzelen tedavi yaklaşımlarından ziyade hasta ortalama yaşının azalması ile ilgili olup olmadığı da aynı araştırmada sorgulanıyor. Araştırmada yapılan farklı istatistik analizler yaş veya diğer hastalıklardan bağımsız olarak Mart ve Ağustos ayları arasında ölüm oranının %20’ye yakın azaldığı görülmektedir. New York’tan gelen farklı bir raporda da artan Amerikalı hasta rakamlarına karşın, Mart ayında hastaneye yatan hastaların %30’u ölürken, bu oranın Haziran’da %3’e indiği görülmektedir.
İngitere’de Exeter Üniversitesi’nden gelen, benzer bir araştırmada da Mart ayında yoğun bakıma yatırılan hastalarda ölüm oranı %40 iken, Haziran’da hayatta kalma oranı %80’in üzerine şıkmıştır. 1 Mart ve 30 Mayıs tarihleri arasında incelenen 14.958 hastada, yoğun bakım ünitelerinde ölüm oranının her hafta %10 düzeldiğini görülmüştür.
Bu iyi yönde değişimin altında alınan önlemlerle hastaneye yatanların gençleşmesi mi, kullanılan ilaçların artan etkisi mi, doktorların hastalıkla ilgili bilgilerinin artması mı etkili bu sorgulanmaktadır. Buna cevabı, ABD Texas Houston Methodist Hastanesi’nden gelen bir araştırma pandemiyi iki döneme ayırarak vermeye çalışmış. İlk dönemi 13 Mart-15 Mayıs, ikinci dönemi ise genel karantina önlemlerinin gevşetilmeye başlandığının iki hafta sonrasından 15 Mayıs’tan 7 Temmuz’a kadar olan dönem olarak değerlendirmiş.
Hastaneye yatan toplam 2904 COVID-19 hastasında ilk dönem 774, ikinci dönem ise 2130 hasta incelenmiş. İkinci dönem hastaları daha genç ve Diabet, Hipertansiyon gibi kronik hastalıkları daha az. Yine ikinci dönem hastalarında daha çok kan sulandırıcı ve ABD’de kullanım onayı alan remdesivir ilacı kullanılımış. Hastaların daha azı yoğun bakım ihtiyacı gösterirken, %38-%20, hastanede kalış süreleri de kısalmış, 7-4.8 gün. Genel olarak hastalıktan ölüm oranları %12’den %5’e inmiş. Ancak yoğun bakımda kalma ihtiyacı duyulan hastalarda ölüm oranı değişmemiş.
Tedavi seçeneklerinin artışıyla ölüm oranında azalma beklenirken, genel hasta sayısının artmasıyla da, toplamda ölüm sayıları artacağı öngörülüyor. ABD yetkili kurumu CDC Kasım başında ABD’de haftalık ölüm sayısının 6000 üzerinde olacağını söylerken, Kasım sonu itibarıyla ülkede bu toplam rakamın 250.000’e ulaşacağını tahmin ediyor.
Dr. Genco Yücel ne diyor?
Ölüm oranlarındaki iyileşme ümit verici, ve klasik gribe göre daha ölümcül olan bu hastalığı yapan SARS-CoV virüsü kimi hekimlere göre zayıflıyor. Ancak büyük çoğunluk bunun doğru olmadığını, rakamlardaki düzelmenin düzelen tedavi yaklaşımları ile alakalı olduğunu söylüyor. Özellikle Texas’tan gelen araştırma da hastaların gençleşmesi, ilaç seçeneklerinin artması ve doktorların hangi hastalarda yoğun bakım gerekeceğini anlamalarının bu düzelen rakamlardan sorumlu olduğunu gösteriyor. Ayrıca alınan karantina önlemleriyle, örneğin ülkemizdeki gibi ileri yaştakilerin sokağa çıkmalarının kısıtlanması ile hastalanıp hastaneye yatanların gençleşmesi de mutlaka ölüm oranlarının düzelmesine etki ediyor.
Haziran ortasında İngiltere’deki bir araştırma ile dexamethazone denilen kortizon ve benzer ilaç kullanımının, oksijen desteğinin ne kadar faydalı olduğunu öğrenirken, pandeminin başlangıcında Çin ve İtalya’dan gelen bilgiler bunun tam tersini söylüyordu. Yine pandeminin ilk günlerinde vücutta oluşan genel kan pıhtılarının, ölümcül olduğu bilinmiyordu. Şimdi hastanelerde bütün hastalara, örneğin Texas’tan gelen araştırmanın ikinci fazındaki hastalara da, kan sulandırıcılar veriliyor. İlk günlere göre tedavi protokolleri değişti.
Sihirli bir tedavi henüz yok ancak hastaları ve hastalığı daha iyi anladığımız için ne zaman ne yapmalı ona artık daha iyi karar veriyoruz. Hangi basamakta ne tip komplikasyon ve sorunlarla karşılaşacağımızı, kortizon ve kan sulandırıcıların ne zaman hangi durumda faydalı olacaklarını öğrendik. Virüs hala eskisi gibi etkili ve tehlikeli ancak biz onu daha iyi tanıyoruz.
Pandeminin ilk günlerinde COVID hastaları ile karşı karşıya kalmak, onların bulundukları odalar, hatta katlara girmek hepimiz için bir kabus ve korkutucu bir gerçek iken, bunu artık koruyucu tedbirlerimizi alarak rutin bir hasta ziyareti gibi görüyoruz.
Herşeyde olduğu gibi artan tecrübe ve bilgiyle, zamanla bu hastalığın da üstesinden geleceğiz.