Hemen yazayım EVET.
Ben olacağım.
Ve ailemden, yakınlarımdan, çalışanlarımdan fırsatı olanlara da tavsiye ediyorum.
Bir aşıyı ülke adıyla kategorize etmek son derece yanlış. Ancak toplumda ismi ‘’Çin’’ aşısı olduğu için böyle hitap ettim. Gerçekte buna Sinovac şirketinin CoronaVac aşısı demek daha doğru olacaktır.
Bugüne kadar aşı ile ilgili yazdığım her yorumda verilerin sunulması gerekliliğini ve bunlara göre özgür irademizle bu kararı vermemiz gerektiğini söyledim. Ve ekledim; aşılama yapılmazsa pandeminin belini kırmamız veya virüse karşı savaşı kazanmamız imkansızdır.
CoronaVac aşısı ile ilgili bilimsel bir dergide yayınlanan verilere hala sahip değiliz. Ancak Science dergisinde bazı bilgiler yayınlandı. Aşının %50 civarı etkinliği olduğu belirtildi. Bu, aşının yapıldığı insanlarda COVİD ile ilişkili hafif de olsa herhangi bir şikayet yaşanması olasılığının %50 oranında azaldığı anlamına geliyor. Aşı olan 85 kişide herhangi bir hafif şikayet ile COVİD tanısı konarken bu rakam aşı olmayan, plasebo alanlarda 167’ye çıkıyor. Daha önce açıklanan %91, 77, 62 gibi rakamların nereden çıktığına gelince; bunlar, farklı hastalık yorumları ile alakalı görünüyor. Örneğin orta derecede sıkıntısı olanlarda rakam farkı daha büyük. Yani aşı bunu önlemekte daha da başarılı. Ayrıca aşı olanlarda ciddi problem hiç görülmediği anlaşılıyor. Sonuçta farklı kişilerin, ülkelerin açıkladıkları rakam farklılıkları büyük olasılıkla, aşı etkisinin farklı açılardan yorumlanması ile alakalı.
Bugün aşılama kampanyasının başlanacağı haberlerini almamız ile beraber, bazı çalışma arkadaşlarımın bu konudaki çekincelerini işittim. Aşı zararlıymış, felç yapıyormuş, kısır bırakıyormuş, vs… diye. Aşı hakkındaki bilgilerin kısıtlı olmasının bu tip kaygıları yarattığını düşünüyorum. Ancak veriler kısıtlı olduğu için, bu tip kötü bilgilerin, zararlı etkilerle ilgili bilgilerin de elimizde olmadığını unutmayalım. Bence, verilerin azlığı, bilgilerin kötülüğü ile değil, bilgi derlenip sunulmasının gecikmesiyle alakalı. Bunu Science dergisinden düşüncelerini öğrendiğimiz meslektaşımın, samimi olarak, aşı ile ilgili verdiği pozitif değerlendirmelerden çıkarıyorum.
Diğer bir kaygı, 60 hatta 70 yaş üzeri insanlarda bu aşının kullanılamayacağı ile ilgili. Yine, maalesef o konuda da veriler çok kısıtlı. Ancak, CoronaVac aşısının bilgileri henüz bildirilmeyen, devam eden bir araştırmasının planına baktığımızda, burada 60 yaş üzerinde, yaklaşık 1260 kişide bu aşının kullanılmasının planlanmış olduğu anlaşılıyor. Dolayısıyla ileri yaş insanlar için de, bu verilerin geleceğini umuyorum. Bugün, yakın bir meslektaşımın sohbetimizde dediği gibi, insanlar senelerdir her sene, özellikle 65 yaş üzeri insanlarda önerilen, grip/influenza aşısını oluyorlar. Bu aşının her sene bazı farklılıklar ile üretilirken, 60-65 yaş üzerinde sürekli yeni baştan araştırılmadığını akıldan çıkarmamak gerekir.
Şubat 2020’den beri dünyanın, ülkemizin üzerine çöken Corona virüs pandemisi kabusundan kurtulmamız için, normal hayatlarımızı biraz da olsa geri kazanabilmek için, tek çaremiz aşılanmadır.
Bugüne kadar dünya nüfusunun yaklaşık %0.4’ü, yaklaşık 30 milyon kişi aşılandı. Şimdilerde ABD’de günde 1 milyon kişi aşılanabiliyor. Aşılamanın çok agresif bir kampanya ile yapıldığı İsrail’de 3 haftada nüfusun yaklaşık %25 kadarı (2 milyon) aşılandı ve raporlardan anladığımız kadarıyla, ciddi COVİD hastalığı oranında, ilk aşı dozundan 14 gün sonrasından itibaren, %50’e varan azalma görülüyor. İsrail’in bunu başarmak için, ciddi masraf yaptığı anlaşılıyor. Ülkenin başbakanı B. Netanyahu bu bedelin karantina sürecinin hızla bitirilmesiyle ve çarkları dönmeye başlayan ekonominin katkısı ile hızla ödeneceğini öngörüyor. İsrail’de sadece ilk dozdan sonraki durum, yeni yayınlanan Moderna ve Pfizer aşı verilerinde de bildiriliyor. CoronaVac aşısı da dahil, çoğu aşının tam etkinlik için iki doz yapılmasının gerekli olduğu günümüzde, ilk doz sonrasında bile belirgin pozitif etki görünüyor.
Sürü bağışıklığı kazanılması için sihirli rakam %60-70 olarak bildiriliyor. Ülkemizde nüfusun, %60-70’inin aşılanma veya hastalık sebebiyle ile bağışıklık kazanması için küçük bir hesaplama yapalım. Günde yaklaşık 10.000 yeni COVİD hastasının bildirildiğini düşünürsek, İsrail ve ABD örneklerine bakarak günde 200.000 insanın aşılanabileceğini tahmin ediyorum. Önümüzdeki hafta bu tahminimin doğru olup olmadığını anlayacağız. Toplumumuzun sürü bağışıklığı. kazanması için, %60-70 üzerinden yuvarlak hesap toplam 50 milyon kişinin bağışıklık kazanması gerekecektir. Günde 200.000-250.000 yeni bağışıklık üzerinden 200 günde yaklaşık 6-7 ayda, yani 2021 yaz sonu 50 milyona ulaşmak mümkün. Hastalık sonrası bağışıklığın 6 ay kadar devam ettiği biliniyor. O zaman bu tahmin, yani 6 ayda 50 milyon aşılamanın başarılması sürü bağışıklığı ve pandeminin sonlandırılması için uygun bir zaman gibi duruyor.
Sağlık Bakanlığı aralık ayında yaklaşık 75 milyon doz aşının, 37.5 milyon kişi için alınmasının planlandığını bildirdi.. Aralık ayında belirtilen plana uyulamadığını gördük. Yaklaşık 1 ay gecikmeyle başlayan program umarım 50 milyon vatandaşımızın aşılanması ile başarıyla uygulanacaktır.
Aşıyı kendimiz için değil, toplum için, toplumun geri kalanı için olacağız. Belki de, o yüzden, aşılama sağlık çalışanlarından başlatılıyor. Nasıl bugüne kadar, ülkemizde ve dünyada ön safta bu insanlar virüsle savaştılar, fedakarlıklar yaptılar ise, bugün de, aşılamanın bu gruptan başlaması bu çalışanlara verilen bir ödül değildir. Virüsle savaşımızda, toplumsal dayanışmamızda, biz sağlık çalışanlarının ön safta yer almakta devam etmemiz gerekliliğindendir. O yüzden toplum dayanışmasına örnek olarak sağlık çalışanları aşılamaya en önden giriyorlar.
Veriler eksik veya CoronaVac aşısı diğerleri kadar etkili olmayabilir. Ancak elimizde olan aşı budur. Sağlık çalışanı olun, olmayın, aşı olma fırsatı önünüze gelirse, kendiniz için sevdikleriniz için, tüm toplum için aşınızı yaptırın. Unutmayın, aşılama kampanyası başarıya ulaşmazsa, %60-70’e ulaşamazsak, aydınlığa çıkma şansımız olmayacaktır.
Çin aşısı, ‘’Min aşısı’’ bugün önümüzde bu var. Ben bunu olacağım. Siz de olun.