İngiltere’de ve Güney Afrika’da SARS-CoV-2 virüsünde mutasyon saptandı.Bu mutasyon virüsün bulaşıcılığını arttırıyor olabilir. Kullanılmaya başlanan aşıların etkisini de azaltabilir. Ancak bu konularda henüz oluşmuş fikir birliği yok. Sadece bilgisayar modellemeleri virüsün daha tehlikeli olabileceğini söylüyor.
Her virüs zamanla şeklini değiştirebiliyor. Bunu kendisine karşı insanlarda gelişen bağışıklık savunmasına karşı, yeni saldırı planları ortaya çıkarmak için yapıyor. SARS-CoV-2 virüsündeki B.1.1.7 denilen bu değişim virüsün gen yapısında 23 tane mutasyonla ortaya çıkmış. Bu mutasyonlar ile hücreye tutunma, ve içine girip onu enfekte etmesi kapasitesi değişmiş görünüyor. İngiltere’de diğer birçok farklı SARS-CoV-2 virüsün yerine şimdiden geçmiş gibi görünüyor. Bu virüsün çok bulunduğu bölgelerde, hastalığın sıklığının %50-70 oranında artması bulaşma oranının arttığının bir işareti olabilir. Bazı bilim adamları ise bu artışın virusun kuvvetinden değil, çocuklarda artan enfeksiyon oranı ile ilgili olduğunu düşünüyorlar. Yeni virüs tipi çocukları da, erişkinler kadar mikroba hassas hale getirdiği anlaşılıyor.
Bu virüs değişiminin ilk olarak bağışıklık sistemi bozuk bir hastada çok hızlı değişerek ortaya çıktığı sanılıyor. Her virüs gibi, bu virüsün savunma sisteminin gelişmesi, pandeminin ilk zamanlarında, faydası görülmeden çok sık kullanılan antikor içeren serum tedavileriyle alakalı da olabilir. Bir çok ülkede virüsün varyantı bildirilirken, bu spesifik tip virüs daha çok İngiltere ve Güney Afrika’da görülüyor. Henüz ülkemizde görüldüğü yönünde bir bilgi ise yok.
RNA virüsleri çok süratli değişebiliyor. Bu değişim insanlarda oluşacak bağışıklık derecesini etkiliyor. Bu değişim karşısında kullanılan aşıların da değişmesi gerekiyor. Buna ‘’antijenik drift’’ deniyor. Örneğin grip yapan influenza virüsü yüzey proteinini çabuk değiştirdiği için her sene grip aşısı yenileniyor. Diğer RNA virüsü kızamık virüsü de değişime uğruyor. Ancak değişen protein yapısı virüsün önemsiz bir kısmında kaldığı için aşının etkinliği değişmiyor, virüs bağışıklıktan kaçamıyor. O yüzden her sene aşıyı değiştirmek gerekmiyor
SARS-CoV-2 virüsü influenza/grip virüsü gibi mi, yoksa kızamık virüsü gibi mi hareket edecek net değil. Ancak ‘’antijenik drift’’ görülebileceği yönünde bulgular mevcut. Diğer Coronavirüslerde de insan bağışıklığından kaçınan değişimler görülüyor. Ancak bunun seneler içinde önemli hale gelebildiği anlaşılıyor. Bu değişimin SARS-CoV-2 için nasıl ve ne hızda geçerli olup olmayacağı henüz belli değil.
Bu değişim tedavilerimizi etkileyip etkilemeyeceği veya aşıların etkisini azaltıp azaltmayacağı konusu tartışmalı. Aşılar virüsün özellikle sivri kısmının bir çok bölgesini tanımaya ayarlanmış durumdadır. B.1.1.7’s virüs varyantında mutasyonların sekiz tanesi, sivri protein bölgesindedir. Bilim adamları çoğunlukla, bunun, aşıların etkisinden kaçmaya yeteceğini düşünmüyor. Kısmi değişimlerle virüsün aşının koruyucu etkisinden kaçması zor, ancak değişim çok artarsa, mutasyonlar 23’ten daha büyük rakamlara gelirse virüsün şansı artabilir.
Dr. Genco Yücel ne diyor?
Virüsler de her canlı gibi, hayatta kalmaya çalışıyor. Eğer ilaçlar veya aşı geliştirilip insanoğlunda kalıcı bağışıklık gelişecek ise SARS-CoV-2 virüsü de hayatta kalmak için kendini değiştirmesi gerekecek. Bunun işaretleri diğer Corona virüslerde görülüyor. Pandemi virüsünde de bu işaretler mevcut. Önemli olan yapılan aşıların ve tedavilerin pandemiyi kontrol etmede işe yaramasıdır.
Bence şimdiki aşıların virüs değişimini etkisiz kılması için seneler gerekecek. O yüzden aşıları ve tedavilerimizi bu yeni virüs mutasyonunun etkisiz kılacağından korkmayın. Seneler içinde gelişecek bu süreçte pandeminin beli kırıldıktan sonra, virüsle yaşamayı öğrendiğimizde, farklı tedavi ve aşılarla süreci devam ettireceğiz. Ama sonrasında senede bir ya da iki kere farklı virüs olacağı, yani farklı aşı gerekebileceği olasılığı artıyor. Zaten, yeni aşı teknolojileri ile, kolay yeni aşı elde edilebilir olduğunu görüyoruz. Bu da, kendini değiştiren virüse karşı aşının da hızla değişeceğini düşündürtüyor.
Kısaca, ben yeni coronavirüs mutasyonları ile virüsün, yakın zamanda, insan vücudunun savunmasından kolayca kaçabileceğini düşünmüyorum.